ERMENİ TERÖRÜNÜN BEYNELMİLEL HEDEFLERİ
Türkiye’ye yönelik her Ermeni şiddet olayını müteakip, Türkiye’nin ve Batı ülkelerin tutumları genelde şunlar olmuştur:
1.Olay, Türkiye tarafından kınanmış, Türkler’in Ermeniler’e soykırım yaptıkları reddedilerek, Ermeni iddialarının haksızlığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
2- Olay, hangi ülkede cereyan etti ise, o ülkenin yöneticileri Ölümle neticelenen olayı kınayarak, Türkiye’ye başsağlığında bulunmuşlardır. ;
3- Olayı müteakip. Batı Avrupa basım ve TV’leri, Haçlı ruhu ve şuuraltında yatan Türk düşmanlığı sebeplerinden, Ermeni iddialarını destekler mahiyette yayınlar yapmışlar, Türkiye’yi suçlamışlardır.
4- Türkiye’ye yönelik cinayetlerin hemen hemen hepsinin faili meçhul kalmış, Batılı devletler, Türk diplomatları ve kuruluşlarına yönelik Ermeni saldırıları karşısında bunları önlemeye yönelik etkili tedbirler almamışlardır. Cinayetler sonucu yakalanan bir takım Ermeni terörist, mahkemelerde yargılanırken, bu yargılamalar, bir nevi, Ermeni iddialarını tasdik eder şekilde Türkiye’nin suçlu çıkarılmasına yönelik olarak cereyan etmiş, Ermeni sanıkların çoğu, yargılama sonucu ya cüz’î bir cezaya çaptırılmışlar veya serbest bırakılmışlardır.
Türkiye’ye yönelik şiddet olaylarım yürüten ASALA’nın uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığına da karıştığı haberlerinin basında yer alması, 1980’li yıllarda adı geçen teşkilatın “milletlerarası terörizmin bir parçası” olarak değerlendirilmesine yol açmıştır.
Günümüzdeki Ermeni teröründen faydalanmak isteyen devletlerden birisi de Yunanistan olmuştur. Özellikle , Türkiye’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra iyice ortaya çıkan Türk-Yunan ihtilâfı sonucu Yunanistan ve Kıbrıs’ın Rum kesimi, ASALA’ya destek vermeye başlamıştır. Bu terör teşkilatı elemanlarının Kıbrıs’ın Rum kesim inde de eğitildikleri haberleri basında sık sık yer almış, özellikle, Ermeniler’in “Soykırım Günü” ilân ettikleri 24 Nisan günlerinde her yıl Yunanistan ve Kıbrıs’ın Rum kesiminde Türkiye aleyhine salon toplantıları ve mitingler düzenlenmiştir. Bu toplantılara Yunan ve Rum yöneticiler de katılarak, Türkiye aleyhine sözler sarf etmişler, Türk hükümeti, Atina’ya bunları kınayan ve protesto eden notalar vermiştir.
Yunan Hükümeti, 15.4.1979’da Atina’da Yeni İzmir Meydanı’na “Ermeni İntikam Anıtı” dikilmesine izin vermiştir.Türkiye’ye yönelik Ermeni terörü , 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra tırmanışa geçmiştir.Bu dönemde Yunanistan ile Ermeni terör örgütleri ve bölücü terör örgütlerinin birbirlerine kol kanat germeleri dikkat çekicidir.
Suriye’nin de Türkiye ile olan ihtilaflarında ona karşı bir tehdit ve pazarlık unsuru olarak kullanılmak üzere ASALA’ya destek verdiği basından çıkan haberler arasında yer almıştır.
Ermeniler’in bütün bu çabalarının hedefi, “soykırım” iddiasını milletlerarası kuruluşlar, etkili devletler nezdinde resmen tescil ettirip, ardından da buna dayanarak, milletlerarası yaptırım gücünü Türkler’e karşı kullanıp. Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurmaktı. Ortadoğu’daki menfaatlarını korumanın, şimdilik Türkiye İle iyi İlişkiler kurmakta olduğunu gören devletlerin Ermeniler’e aktif destek vermemeleri, Ermeniler’in mücadelelerinde gerilemeye sebep oldu. Ayrıca, Büyük Devletler’in Türkiye’ye karşı “Ermeni Tehdidi”ni kullanarak ondan ne gibi tavizler kopardıkları konusu ise, ileride ortaya çıkacak belgelerle daha iyi aydınlanacaktır.
Bu arada, ASALA’nın şiddet olayları gerilerken PKK’nın (Kürdistan İşçi Partisi) Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki, şiddet olaylarının giderek artması, basında “ASALA, PKK işbirliği”, dönüştü.” v.s. yönlü haberlerin çıkmasına sebep olmuştur. Bu uğurda, iki teşkilat arasında 1984’deŞam’da gizli bir protokol imzalandığından bile bahsedilmiştir. Ayrıca, Güneydoğu Anadolu’da yakalanan teröristler arasında çok sayıda Ermeni’ye rastlanması da haberler arasında yer almıştır. Bütün hu gelişmeler, siyasal gözlemciler tarafından yer almıştır.Bütün bu gelişmeler, siyasal gözlemciler tarafından, Doğu Anadolu Bölgesi’ni kuvvetli bir Türkiye’den koparamayacaklarını anlayan Ermeniler’in, önce burasını zayıf bir “Kürt Devleti” ne dönüştürerek, daha sonra bu devleti, Kafkasya’daki Ermenistan Devleti’nin saldırılarıyla yutmak suretiyle “Büyük Ermenistan” gerçekleştirmek şeklinde yorumlanmıştır.